Son Güncelleme: 6 Ağustos 2013 14:07 Ahmet Ahlatçı, Türkiye coğrafyasının tam ortasında gözlerden ırak bir doğalgaz ve kuyum devi inşa ediyor. 11,5 milyar lira cirolu şirketi, Anadolu’nun altın ticaretine hükmediyor; Gazprom ile yaptığı doğalgaz tedarik anlaşmasıyla Rus gazını Türkiye’de pazarlıyor ve beş kentin doğalgazını dağıtıyor.
ALTINI ERİTMEK
Ahlatçı Ailesi 12 milyon dolar yatırımla bir altın rafinerisi kuracak. Tesis, önümüzdeki yıl faaliyete geçtiğinde Anadolu’daki ilk, ülke genelinde dördüncü rafineri olacak. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, Türkiye’de rafinerilerin son dönem teknolojiyi çok iyi yakaladığını ve dünya çapında hizmet verdiğini anlatıyor. Zaten dünyadaki toplam altın rafinerisi sayısı da 62’yi geçmiyor. Güner, Anadolu’da bir rafineri açılması fikrine çok sıcak değil. Bunun yerine İstanbul’a daha yakın bir noktada konumlanmasının daha mantıklı olacağı görüşünde… Ahlatçı ise rafineri yatırımını Yozgat ile civarındaki mevcut ve potansiyel altın madenlerine yönelik olarak yapıyor. “Altınların Çorum’dan İstanbul’a gitmesine gerek kalmayacak” diye açıklıyor yatırımın gerekçesini… Rafinerinin kapasitesi günlük 400 kilogram kadar. Maden Teknik Arama Enstitüsü’nün verilerine göre civardaki maden yatakları 24 milyon tonluk bir cevhere denk geliyor.
BİLEZİK PİYASASININ % 35’İNİ
AHMET AHLATCI KONTROL EDİYOR
Çorum merkezli Ahlatçı Şirketler Grubu, bu mütevazı resmin ezberlerine hiç uymuyor. 56 yaşındaki Ahlatçı, cirosunun 9 milyar liralık hacme ulaştığı kuyum işinde Türkiye’deki altın bilezik piyasasının yüzde 35’ini, alyans pazarının ise yüzde 25’ini kontrol ediyor.
Doğalgaz dağıtımında eski bir oyuncu olsa da Ahlatçı asıl parayı, 1984’ten beri faaliyet gösterdiği kuyumculuk ve döviz işinden kazanıyor. Cirosunun 9 milyar liralık kısmı bu iki sektörden geliyor. Çorum’un merkezindeki mağazasının arkasındaki atölyede günde yaklaşık 55 kilogram altın bileziğe, 12 kilogram altın ise alyansa dönüşüyor. Haftanın altı günü atölyede üretim var. Bunlar Anadolu’da tam 2 bin 300 kuyumcuya her üç haftada bir ‘markasız’ olarak sevk ediliyor. Grubun Türkiye altın bilezik piyasasında yüzde 35, alyansta ise yüzde 25 pazar payı var.
SIRADAN BİR KUYUMCU DEĞİL
Ahlatçı sıradan bir kuyumcu değil. Elinde Darphane’nin az sayıdaki üreticide bulunan mühürlerinden biri var. Bu mühür, Ahlatçı’yı Ankara’nın doğusundaki gümrüklerden giren çıkan altınlara “ayar” vermeye yetkili kılıyor. Bu yetkiye sahip birkaç özel ayarcı daha var kuşkusuz ancak Ahlatçı’nın Anadolu hakimiyeti başka. Çünkü Türkiye’deki döviz işinde de ciddi bir etkisi var. Türkiye’de yaklaşık 20 milyar dolarlık döviz pazarının ilk üç oyuncusundan biri konumunda. Üstelik bu işte de devletin Ahlatçı Grubu’na tanıdığı bir imtiyaz var. Tam 21 yıldır Merkez Bankası Para ve Efektif Piyasaları’nın üyesi. Diğer yedi üye ile birlikte piyasa yapıcı bir rol üstleniyor. Oğlu Ahmet Emin Ahlatçı, döviz işindeki bu imtiyazın, Anadolu’daki altın ticaretinde kendilerine için büyük avantaj sağladığını anlatıyor.
ALTIN FABRİKASI ORGANİZE
SANAYİ BÖLGESİNDE OLACAK
Ahlatçı’nın yeni yatırımları ise Çorum ve civarında hayata geçiyor. Kuyum işlerini emanet ettiği oğlu Ahmet Emin Ahlatçı, Çorum OSB’deki yeni fabrikaları tamamlandığında altın üretiminin yaklaşık üç katı artacağını söylüyor. Ahlatçı bilezik ve alyans üretiyor ama bu ürünlere “marka” koymuyor. Bu, bilinçli bir seçim. Bu sayede Türkiye’de Atasay, Goldaş gibi markalaşmış kuyumcularla rekabete girmek zorunda kalmıyorlar. Ve daha çok Anadolu’daki pazara odaklanıyorlar. Bu, “markasız” üretim yapmasının sebebi. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, Anadolu’da hala kuyumcu dükkanı algısının yaygın olduğunu ve insanların marka arayışında olmadıklarını söylüyor. Zaten Anadolu’daki kuyumcuların cirosunun yüzde 70’i, 22 ayar bilezikten geliyor. Ayhan Güner’in verdiği rakamlara göre Türkiye’de iç pazarda halihazırda kullanılan yıllık altın miktarı 25 ila 30 ton civarında. Fabrikasında işlenen altın miktarı üç katına çıktığındaysa Ahlatçı’nın yılda ürettiği kuyum miktarı 50 tona ulaşmış olacak.
MERKEZ BANKASI’NDAN DÖVİZ ALIM YETKİSİ VAR
Diğer büyük operasyon olan ve 9 milyar liralık cironun diğer yarısını oluşturan döviz alım satımı işinde ise Ahlatçı 1992’de Merkez Bankası’nın Para ve Efektif Piyasalar Kurucu üyeleri arasında yer almıştı. Halihazırda bu piyasasının sekiz üyesinden biri. “Piyasa yapıcı bir rol üstleniyoruz” diyor Ahmet Emin Ahlatçı, “Merkez Bankası’ndan döviz alım satımı yapma yetkimiz var. Üstelik bu piyasaya yeni bir üye kabul edilmiyor” diye de ekliyor. Türkiye’deki toplam döviz pazarının yaklaşık 20 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Piyasanın yapısı gereği kesin rakamlara ulaşmak zor ancak Ahmet Emin Ahlatçı ilk üçte olduklarını iddia ediyor.
İSTANBUL’DAN UZAK DURMAYA KARARLI
Ahlatçı ne yapacaksa Ankara’nın doğusunda yapmaya ve İstanbul’dan uzak durmaya kararlı. Ne işlerini ne de iş merkezini Çorum’dan İstanbul’a taşımaya niyeti var. “Türkiye haritasını ikiye katlarsanız Çorum tam ortasında yer alıyor” derken doğru noktada konumlandığını anlatmaya çalışıyor. Ahlatçı’nın merkez kaygısının tek sebebi jeolojik değil. Her iki sektörde de rakiplerinin yoğunlaştığı İstanbul’da bulunup onlarla yarışa girmek istemiyor. “Kimse bana dokunmasın, ben de kimseye dokunmayayım” prensibiyle kendi coğrafyasına odaklanmış durumda. Attığı adımlar ve sahip olduğu güç itibarıyla Türkiye’de doğalgaz tedariğinin yaratacağı zenginler içinde halihazırda avantajlı konumda olabilir… Ancak hayalindeki enerji kurgusunda karşısında çok sıkı rakiplerinin olduğunun kendisi de farkında. Gaz tedarik anlaşmasını kastederek “her bakımdan iyiyiz” derken sesinin tonunu biraz düşürmesinin nedeni de bu gerçeğin farkında olması.