Son Güncelleme: 9 Eylül 2013 17:07 Bir başarı öyküsü: Uğur Barlık
Uğur Barlık, Uğur Grup’un kurucusu. 60 metrekarelik küçük bir atölyede başladığı iş hayatını daha üst seviyelere getirdi. Şimdi farklı sektörlerde faaliyet gösteren 13 şirketin patronu.
Kendisi varlıklı bir ailenin çocuğu değildi. Üniversite yıllarında babasının açtığı küçük bir atölye de kolları sıvazlayarak, iş hayatına atıldı. Zamanla üretiminde sıklaşması üzerine küçük dükkanda başlanan iş hacmi yetmiyordu. Önce işyeri Ankara Yolu üzerine taşındı. Daha sonrası kendiğinden geldi. Şimdi farklı sektörlerde faaliyet gösteren 13 şirketin patronu oldu. En son olarak Çorum’a ilk ve tek 5 yıldızlı otel kazandırarak, Çorum’un ufkunu açtı.
Küçük bir atölyede başlayan ve şimdi Çorum’un önde gelen iş adamları arasında yerini alan Uğur Barlık, hayat hikayesini Çorum Gazetesi’ne anlattı. Sorulara içtenlikle yanıt veren Uğur Barlık, başarı merdivenlerini nasıl tırmandığını ve yaşadığı zorlukları bir bir dile getirirken, gençlere de altın öğütlerde bulunmayı ihmal etmedi.
Bundan sonraki yatırımları hakkında da ipucları veren Barlık, siyaset konusuna da değinerek, görüşlerini yansıttı.
BÜYÜK PARALAR HARCAYARAK
BU YERLERE GELMEDİK
“Benim ailem çok zengin, varlıklı bir aile değildi. Babamız un fabrikasında çalışan bir ustaydı. Bizim ilkokul, ortaokul yıllarımızda babamız yukarı sanayi de küçük bir atölye açtı. Babam çalıştığı fabrikada ki makinalardan yavaş yavaş üretmeye başladı. Üniversite son sınıfa geldiğimde babamızın küçük atölyesine kardeşimle birlikte girmek zorunda kaldık. Giriş o giriş çalışmaya devam ettik. Orası artık küçük geliyordu. Ankara asfaltına gittik derken yavaş yavaş işler büyümeye başladı. Bizlerde gece gündüz çalışmaya devam ettik.
İnsan bir yerler gelmek istiyorsa önce kendisine güvenecek. İnançlı olacak. Devamlı ileriyi düşünecek. At gözlüğü ile dar çerceveden bakmayacak. Ufkun açık olacak. Dünyayı gelişmeleri takip edeceksin. Bizlerde kendi sektörümüzde Avrupa’ya gittik, gelişmeleri takip ettik. Bilgimizi geliştirdik, derken korkmadan yılmadan azimle cesaretle buralara geldik. Bunlar biranda olan bir şey değil. Büyük paralar harcayarakta bu yerlere gelmedik. Dedelerimizden mal mülkte kalmadı. Risklere girerek, krediler kullanarak, borçlanarak, kademe kademe bir şeyler yaptık.
YATAĞIMA YATTIĞIMDA BİLE
KAFAMDA HESAP YAPIYORUM
Ben hep şuna inanmışımdır. Ben hayatım boyunca hep 5 yıllık projeler yapmışımdır. Neticede %90 bu projeler tutmuştur. Hayatta birikim de yapmalısın. Düzgün çalıştığın sürece Allah veriyor. Esnaflıkta sanayicilikte ahlaklı, dürüst, itibarlı olacaksın. Bugüne kadar helalimize haram karıştırmamaya çalıştık.
Doğru itibarlı bir şekilde yürüdüğünde kapılar açılıyor. Önemli olan inanmak. Özveriyle çalışarak hareket etmek. Hayalci olmayacaksın. Ayakların sağlam basacak. Hemen şu köşeden birden dönüyüm demeyeceksin. Hayat kolay değil. Akıllı davranacaksın. Yanlışlardan kaçacaksın. Yaptığın işi seveceksin. İşini iyi takip edeceksin. İpin ucunu bir defa kaçırdım mı toparlaman zor olur. Biz çalışmaktan zevk duyuyoruz. Memleketimize bir şeyler yapmaktan zevk duyuyoruz. İnsanlara istihdam yaratmaktan zevk duyuyoruz. Yatağıma yattığımda bile kafamda hesap yapıyorum. Hayatımız hesapla kitapla geçiyor.
Uğur Grup olarak bundan sonra ki hedef ve projeleriniz nelerdir?
BUNDAN SONRA Kİ HEDEFİMİZ
MEVCUTLARIMIZI BÜYÜTMEK
Bundan sonraki projelerimiz mevcutlarımızı daha da büyütmek. Çalışan sayımızı her geçen gün artırmak. İnşallah memleketimizde ülkemizde istikrar devam eder. İstikrarın olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Gelecekten biz çok umutluyuz. İnsanlarımız artık çalışmanın zevkini aldı. Türkiye de ihracatımız bugün 150- 200 milyarlara ulaştı. İleriye dönük çalıştığımız sürece ülkemizin kalkınmasında hiçbir neden yok.
Görüyoruz Avrupa yıllarca miras yedi. Hepsi şuanda patır patır dökülüyor. Genç kuşak yetişmiyor. Avrupa da çocuk yapmıyor insanlar. Kedi köpek besliyorlar. Kedi köpek iş yapar mı? Genç kuşak yetişmiyor. Benim iki oğlum var işlerine sahip çıkıyorlar.
ÇORUM DA UĞUR BARLIK
GİBİ KEŞKE 50 TANE OLSA
Bu memleket hepimizin. Bu ülkeyi hep beraber bir yerlere taşıyacağız. Çorum da Uğur Barlık gibi keşke 50 tane olsa. O zaman Çorum alır başını gider. Burada iş adamlarına destek olunmalı. Bazıları köstek olmaya çalışıyor. Mesela burada oteli büyüteceğiz. İlerleyen günlerde Çorum’u kongre merkezi yapacağız. Ama bazıları hazımsız istemeyen kıskanç olanlar engel olmaya çalışıyorlar. Kıskançlıkla yapılan şeylere çomak sokmakla bir yerlere varılmaz. Uğur Barlık işten güçten memleketine birşeyler yapma hırsı içerisinde.
Anitta Otel ile Çorum’un yıldızı çoğaldı. Bu otel Çorum’un malı. Bir çok ilde 5 yıldızlı otel yok. Yapılması lazım. Ülkenin kalkınması için önce illerin kalkınması lazım. Sadece İstanbul ile olmuyor. Anadolunun da kalkınması lazım. Herkese görev düşüyor. Böyle olunca ülkede problem olmaz.
Siyaseti tekrar düşünüyor musunuz?
BU KADAR İŞ TEMPOSU İÇİNDE
SİYASETİ DÜŞÜNMÜYORUM
Siyaseti şuanda düşünmüyorum. Uğur Grup olarak bünyemizde 13 şirket var. Bu şirketlerin yönetim kurulu başkanıyım. Gerçekten yoğun ve ağır bir iş tempomuz var. Siyaseti ülkemizin menfaatleri için herkesin fedakarlık yapıp bir görev alması lazım. Ama bizim fedekarlığımızda bu işleri yürüterek, ülkemize katma değer oluşturmak. Ülkemizin ekonomisine faydalı olmak. 1500-2000 civarında çalışanımız var.
Ankara da inşaat gurubumuz var. 700-800 kişi çalışıyor. 8-10 yerde şantiyemiz var. Bu kadar iş temposu içinde şuan için düşünmüyorum. Siyaset başlı başına bir iş. Ya bu işlerden vazgeçeceksin. Yada siyaset yapacaksın. Benim bu işlerden vazgeçecek şansım yok.
İPİN ÜZERİNDE CANBAZLIK YAPIYORUZ
Çünkü biz hakkaten sanayici, üretici olarak ipin üzerinde canbazlık yapıyoruz. Basamakları çıkamadığında geri geri geldiğinde hayat zorlaşıyor. Sanayicilik zor, riskli bir iş. Devlet memurluğu gibi değil. Ay başı gelince maaşı al cebine koy değil. Biz bu kadar insana iş yaratmaya çalışıyoruz. İstihdam yaratmaya çalışıyoruz. Hem memleketimize hem ülkemize değerler kazandırmaya çalışıyoruz. Yükümüz ağır.
O acıdan zamanında siyasete yönelik bir heves oldu. Heyecanlandık. Keşke o dönemde şansımız yağver gitseydi. Belki ülkemize daha faydalı başarılı işlerde yerimiz olacaktı. Nasip değilmiş. Olmadı. Bundan sonrada kendi işlerimize sahip çıkıp daha ileriye götürüp mücadelemize devam edeceğiz.
YETENEKLİ ÇALIŞKAN KİŞİLER
DEVLET KADEMELERİNDE OLMALI
Çok teklif geldi. Ama önce işimiz. Tabi işimiz bu kadar tempolu yoğun olmasa düşünebilirdik. Bu ülke hepimizin. Şu da bir gerçek ki ülkemizde daha aklı selim daha yetenekli insanların devlet kadamelerinde ve siyasetin içerisinde olması lazım. Yoğun iş temposu içerisinde olan insanlar geri çekilince meydan maalesef fazla işi gücü olmayanlara kalıyor. İşi gücü olmayanlarda zaten hayatta fazla bir şey yapamamıştır. Ne devlete ne millete faydası oluyor. Bunu herkese söylemiyoruz. Yetenekli çalışkan becerikli memleket için birşeyler yapan var.
Gönül ister ki oraya gidenlerin hepsinin yetenekli çalışkan olması lazım. İçlerinde var. Ama bir çoğuda kıyıda köşede kalmış insanlar siyasetin peşine takılmış. Şansı yağver gitmiş aklı selim insanlar geri durunca onlar ön plana çıkmış. Böylece bir yerlere gelinmiş. Kader bu alın yazısı. Bir dönem çıktık. Geçen dönemde de teklifler geldi. Dediğim gibi yoğun iş temposu nedeniyle kabul etmedim. Siyaset ayrı iş adamlığı ayrı bir konudur.
DEVLETİN HER ZAMAN ÜRETİCİNİN
SANAYİCİNİN YANINDA OLMASI LAZIM
Zaten ülkede ne kadar iş adamı çoğalırsa bir ülkenin kalkınması daha kolay olur. Daha çabuk kalkınır. Türkiye çok fazla zengin ülke değil. Ne petrolümüz var, ne yer altı zenginliğimiz. Ama neyimiz var, 76 milyon nüfusumuz. Genç kuşağımız var. Bu genç kuşağa iyi eğitim yaptırıp iyi yetiştirip çalıştırabilirsek ülkemiz üreterek iyi yerlere gelme şansına sahip. İşte bir kısım insanlar üretkenliği yapacak, bir kısım da siyasete girip siyaseti en iyi şekilde ülke yararına yönlendirecek. Biz şimdi Çorum’a birşeyler kazandırmaya çalışıyoruz.
Tabi siyasetcisi devleti iş adamıyla bir bütünlük yaratmak lazım. Devletin her zaman üreticinin sanayicinin yatırımcının yanında olması lazım. Devlet bu desteği vermezse bu ülke istediği üretimi yapamazsa insanlara iş yaratamazsa kalkınması geç ve güç olur. Bu üçgeni iyi kurmak lazım. Bu üçgen ne kadar sağlam olursa o ülkenin gelişmesi daha kolay olur. Ülkemizde genç kuşak yetişiyor. Bu kuşağa iş istihdam yaratmak lazım. Yoksa bu gençlerimizin çoğu kahve köşelerinde kaldırım mühendisi olur. İşi gücü olmayan insanlarda patlamaya hazır birer bombadır.” (Kaynak: Çorum Gazetesi)