Son Güncelleme: 16 Ekim 2019 10:09 Avrupa Birliği Erasmus+ Programı KA229 Okul Eğitimi Stratejik Ortaklıklar faaliyeti alanında “Surfing Our Roots / Köklere Yolculuk” isimli Erasmus+ projesi kapsamında Boğazkale Ortaokulu proje koordinatörü Fikret Gündoğdu, Türkçe öğretmeni Muhammet Cemil Yaşar, 8/A sınıfı öğrencisi Cengiz Kölemen, 7/A sınıfı öğrencileri Salih Ereroğlu ve Şükrü Boynuuzun, 6/A sınıfı öğrencisi Ecemsu Ulusoy Yunanistan’ın Amaliada Şehrine gittiler. Kültürel miras konusunda Yunanistan’da 1 hafta eğitim alan öğrenciler aldıkları eğitimin yanı sıra bulundukları yerin tarihi ve kültürel yerlerini de gezme fırsatı buldular. Öğretmen ve öğrencilerimiz 1 haftalık eğitimi başarıyla tamamlayarak sertifikalarını da aldılar. Türkiye, Hollanda, Litvanya ve Portekiz’den 15 öğretmen ve 20 öğrenci olmak üzere toplamda 35 kişinin katıldığı proje çalışmasında öğretmenler ve öğrenciler Yunanistan 3 Primary School of Amaliada okulunun öğretmenleri ve öğrencileri tarafından büyük bir coşkuyla ve heyecanla karşılandılar. Proje kapsamında öğrencilerimiz bir hafta boyunca derslere girerek Yunanistan’daki eğitim sistemleri ve ders işleme yöntemleri hakkında bilgi sahibi oldular. Öğrencilerimiz dersler bittikten sonra da kentin tarihi ve turistik yerlerini gezerek kültürel aktivitelere katılma imkanı buldular. 1 hafta süresince Yunanistanlı öğrencilerle birlikte ailelerin evlerinde beraber kalarak onlarla birlikte kültürel bir bağ ve arkadaşlık oluşturdular.
Proje hakkında bilgi veren Boğazkale Ortaokulu proje koordinatörü Fikret Gündoğdu, “Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından finanse edilen Erasmus+ Okul Ortaklıkları projeleri öğretmen ve öğrencilerimizin gelişimi için çok önemli bir fonksiyon oluşturmaktadır. Projemizin temel amacı, kendi ülkemiz ve diğer ülkelerde bulunan somut ya da soyut kültürel mirasları araştırmak. Bu kapsamda, atasözleri, bilmeceler, türkülerimiz, müzelerimiz, yemeklerimiz, tarihi yerlerimiz kısaca köklerimize yolculuk yapmayı planlıyoruz. Gelişen teknoloji çağında unutulan değerlerimizi, teknoloji ve kültürü birleştirerek, yeniden gün ışığına çıkarmayı hedefliyoruz.” Bu tür projeler öğrencilerimizin motivasyonunu artırır, hayalini ve ufkunu genişletir. İnşallah çocuklarımız bu ziyaretten sonra hedeflerini daha da büyütürler. Hem ülkemize, hem de dünyaya hizmet edebilecek nitelikte bir bilim adamı olma yolunda ilk adımlarını da atmış olurlar” dedi. Erasmus+ programının, öğretim kurumlarının birbirleri ile işbirliği yapmaya teşvik eden bir AB programı olduğunu belirtirken, programın öğretim kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip hayata geçirmeleri, kısa süreli öğrenci ve akademik personel değişimi yapabilmeleri için karşılıksız mali destek sağladığını; eğitim ve öğretimde kalite ve işbirliğini güçlendirmeyi amaçladığını söyledi.
Avrupa Birliği projelerinin, eğitimde kaliteyi artırmak, kültürler arasında etkileşim sağlamak, kültürel değerleri ve kültürel mirası paylaşmak, Avrupa’daki okulların eğitim, bilgi ve deneyimlerinden faydalanmak, bu birikimlerin paylaşılmasını ve yaygınlaştırılmasını sağlamak, öğretmenlerimizin yeni öğretim metotlarını yerinde inceleyerek elde ettikleri kazanımları okullarında uygulamak büyük bir fırsat olduğunu ifade etti. Öğrencilerimizin kendilerini daha iyi ifade etmelerine, yeni beceriler kazanmasına, kişisel gelişimlerine katkı sağlamasına ve çevresiyle iletişimlerinin güçlendirilmesine, eğitim sürecinde edindikleri kazanımları sosyal hayatta uygulayabilmelerine, öğrencilerimizin derslere daha fazla motive olmasına, başka okullardan veya ülkelerden akranları ile iletişim kurarak farklı kültürleri tanımasına, web teknolojilerinin eğitim amacıyla da kullanabilmesine, projede yer aldığı için derslere daha etkin katılmasına imkân sağlamaktadır. Ayrıca bu projelerin öğrencilerin bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanma becerilerini geliştirdiğini, liderlik, motivasyon ve ekip çalışması becerilerini geliştirdiğini, öğrencilerimizin derslere daha aktif katılmasını sağladığını, katılan öğrenciler arasındaki iş birliğini artırdığını, öğrencileri sosyalleştirdiğini, yabancı dillerini geliştirmesine imkân sağlayarak farklı kültürlerle iletişime geçmelerini kolaylaştırdığını ve bu sayede özgüvenlerini geliştirdiğini, yeteneklerini, güçlü ve zayıf yönleri fark etmelerini sağladığını, zayıf yönleri geliştirmelerine imkan sağladığını, kişilerle ve kurumlarla iletişim yeteneklerini geliştirdiğini, eleştirel düşünme ve sorunları çözme becerilerini artırdığını belirtmiştir. Farklı kültürden insanlarla tanışıp konuşarak, onların kültürel değerlerini öğrenerek, olaylara daha geniş bir açıdan bakmalarını kolaylaştırdığını, öğrencilerimize yeni ufuklar açtığını, öğrencilere farklı bakış açıları kazandırdığını ve öğrencilerimize özgüven duygusu aşıladığını belirtmiştir. Özellikle yurt dışına çıktıkları andan itibaren öğrenciler, dünyanın yalnızca kendi dünyasından ibaret olmadığını anlıyorlar. İletişim için yabancı dil eğitiminin ve öğrenmenin bir ihtiyaç olduğunun farkına varıyorlar.
Dolayısıyla projeler öğrencilere dil gelişiminin ne kadar önemli olduğu konusunda bir farkındalık yaratıyor. Öğrenciler gittikleri ülkelerde eğitim ve kültürel anlamda edindikleri farklı deneyimleri birbirlerine aktaracaklar. Bu, hem kardeşliğin gelişmesinde hem de öğrencilerin ufkunun açılmasında olumlu katkılar sunacaktır.
“Surfing Our Roots / Köklere Yolculuk” başlıklı projenin kültürel miras alanında hazırlandığını belirterek, Kültürel miras, bir toplumun üyelerine ortak geçmişlerini anlatan, aralarındaki dayanışma ve birlik duygularını güçlendiren bir hazinedir. İnsanların tarih boyunca biriktirdikleri deneyimlerin ve geleneklerin devamlılığını, geleceğin doğru kurulmasını sağlar. Kültürel miras, tarihimizi ve kimliğimizi; geçmişle, günümüzle ve gelecekle olan bağımızı temsil eder. UNESCO’nun da söylediği gibi, “kültürel miras geçmişten bize kalan, bugün içinde yaşadığımız ve gelecekteki nesillere devredeceğimiz bir emanettir ve Dünya Kültürel Miras kavramını özel yapan onun evrensel kabulüdür. Dünya Miras alanları, bulundukları topraklar gözetilmeden tüm insanlığa aittir. Bu kapsamda misyonu bütün insanlığın ortak mirası ve seçkin evrensel değeri olarak kabul edilen, evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak olarak kabul edilen dünya genelindeki kültürel mirasları tanımlamak, korumak ve muhafaza etmek, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak olan ve 1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınan Hitit İmparatorluğunun başkenti olan Hattuşa’yı (Boğazkale) projemiz sayesinde ortak olduğumuz ülkelere, öğretmenlere ve öğrencilere anlatma ve tanıtma imkânımız olacaktır.
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.